logo

Tasarrufun iptali davası açılamadığı her durumda BK m.19'a göre iptal davası açılabilir mi? (24.10.2023)

Tasarrufun iptali davasının aciz vesikası ibrazı veya süre koşullarını sağlayamayan alacaklılar Borçlar Kanunu m.19’a göre iptal davası açmak yoluna başvurmaktadırlar. Gerçekten de Yargıtay BK m.19'a göre açılan davalarda bu koşulları aramamaktadır. Öte yandan aynı Yargıtay, BK m.19'a göre açılan iptal davalarında verilecek hüküm bakımından tasarrufun iptali davalarının sonuçlarını kıyasen uygulamaktadır. Yani malın mülkiyetinin eski malike dönmesine yönelik bir karar değil, sadece alacaklıya o mal üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine yönelik bir karar verilmesi gerektiği görüşündedir.

Bununla birlikte, tasarrufun iptali davasına konu olabilecek her tasarrufun aynı zamanda muvazaalı bir tasarruf olduğunu söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla tasarrufun iptali davası açılabilen her durumda muvazaa davası da açılabilir sonucuna varmak hukuken doğru olmayacaktır. Örneğin, bir gayrimenkul devri tasarrufunu ele alalım. Borçlu sahibi bulunduğu bir taşınmazı alacaklılarından mal kaçırmak için gerçekten de üçüncü kişiye satmış olabilir. Hatta alıcı konumundaki üçüncü kişi borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak maksadıyla hareket ettiğini biliyor da olabilir. Ama burada tarafların gerçek iradesi de görünen iradesi de alım satım işlemi gerçekleştirmek olduğundan muvazaalı bir işlemden söz etme imkanı yoktur. Dolayısıyla BK m.19 hükmüne istinaden bir dava açmak mümkün değildir. Ancak aynı örnekte alıcı, satıcının (borçlunun) alacaklılarından mal kaçırmak maksadıyla hareket ettiğini biliyor olduğundan  İİK m.280 hükmüne dayanarak tasarrufun iptali davası açılabilmesi pekala mümkün olabilecektir. (İİK m.280 “Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir.”) Esasen İİK m.278 ve devam maddelerinde belirtilen tasarrufun iptali davasına konu işlemler hukuken geçerli olan işlemlerdir. Tasarruf sahibi aciz hali içerisindeyken bu tasarrufları gerçekleştirdiğinden sadece alacaklılara karşı hukuken geçersiz kabul edilirler.